Paylaş

Katılım Sigortacılığı (Tekafül) ve Bankasurans Etkisi

Tekâfül Sigortacılığı İslam dünyasında çeşitli ülkelerde, farklı yorumlarla uygulanmaya devam etmekte, ülkemizde ise 2011 yılı itibariyle Neova Sigorta ile başlayan bu süreç 2017 Aralık ayında Katılım Sigortacılığı Yönetmeliği ile mevzuatsal kimlik kazanarak gelişip büyümeye devam etmektedir.

SERDAR POLAT
01.07.2019
Sosyal Medyada Paylaş

Tekâfül Sigortacılığı İslam dünyasında çeşitli ülkelerde, farklı yorumlarla uygulanmaya devam etmekte, ülkemizde ise 2011 yılı itibariyle Neova Sigorta ile başlayan bu süreç 2017 Aralık ayında Katılım Sigortacılığı Yönetmeliği ile mevzuatsal kimlik kazanarak gelişip büyümeye devam etmektedir. Katılım Sigortacılığı ifadesi ise ilk olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKKB) 21 – 23 Aralık 2013 / Ankara’da ortak düzenlediği “Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Çalıştayı”nda benimde katılımcı olduğum “Sigortacılık Masasında” gündeme gelmiş ve sektörün ilkelerini daha net yansıtması, ülke modelimizin ortaya çıkması ve katılım bankacılığına paralellik sağlaması açısından ‘tekâfül’ ifadesi yerine ‘katılım sigortacılığı’ ifadesinin kullanılması kararı alınmıştır. Geçen bu kadar zamanda her ne kadar Katılım Sigortacılığı ifadesi artarak kullanılmaya başlasa da örnek alınan yabancı yazılı kaynakların etkisi ile Tekafül ifadesi Katılım Sigortacılığı ifadesi ile beraber kullanılmaya devam edeceğini düşünüyorum.

Katılım Sigortacılığının Sigortacılık uygulama tekniği ve amacı bağlamında klasik Sigortacılıktan bir farkı bulunmamakla beraber oluşturulan fon havuzunun sahipliği, teminata alınan riskler, yönetilen fonların islami prensiplere göre yürütülmesi ve kar/zarar paylaşım prensibi gibi temel farklardan oluşmaktadır. Diğer önemli fark ise niyettir yani Tekafül arapça bir kelime olup anlamı yardımlaşma, dayanışma anlamına gelmektedir. Dolayısyla oluşturulan Tekafül havuzu kar amacı ile oluşturulmayıp havuza üye katılımcıların riske maruz kaldıklarında mağduriyetlerinin giderilmesi için oluşturulması en temel amaçtır. Bu yüzdendir ki Tekafül şirketlerinin amacına en uygun çalışma yönteminin Kooperatif Sigortacılığı olduğunu düşünüyorum. Dünyada hem sermaye hem de kooperatif şirket örnekleri bulunmaktadır. Ülkemizde ise var olan bir adet kooperatif tekafül penceresinin sermayeye şirketine dönüştürülmesi ile maalesef Kooperatif Tekafül örneği şu an için bulunmaktadır.

Katılım Sigortacılığı havuzuna İslami prensiplere uygun Katılım Sigortacılığı ülkelere göre kullanım değişkenliği gösterse de temelde aşağıdaki ortak ilkelere uymaktadır.

  • Kâr amacı gütmeyen sigortalıların bir araya geldiği sigortacılık.
  • Sigorta şirketinin biriktirdiği fonların faiz dışı yatırım araçlarında değerlendirilmesi.
  • Hasar ve sorumlulukların katılımcıların paylarına göre bölündüğü bir toplumsal sigorta havuzu modeli.

Bu ilkeler ışığında aşağıdaki unsurları içermesi ana kuraldır;

  • Faiz (riba)
  • Aşırı risk alma, şans oyunu, kumar (meysir)
  • Sözleşmede belirsiz ya da net olmayan hususlar (gharar)
  • İslami olarak uygun olmadığı düşünülen yatırımlar (haram)

 

Katılım Sigortacılığı sisteminde kullanılabilecek yatırım araçları aşağıdaki gibidir;

  • Katılım bankalarında açılacak katılma hesapları
  • Katılım endeksine uygun hisse senetleri
  • Altın ve kıymetli madenler
  • Faizsiz menkul kıymet yatırım fonları
  • Döviz
  • Türkiye’de veya yurtdışında ihraç edilen sukuk, kira sertifikası vb. faizsiz borçlanma araçları

Katılım Sigortacılığı ile Klasik Sigorta’nın temel farkları şunlardır;

 

Katılım Sigortacılığı’nda en çok kullanılan iki model bulunmaktadır;

Mudarebe Modeli

Taraflardan birinin sermayesini, diğerinin ise emeğini ortaya koyarak oluşturdukları emek-sermaye yani kâr/zarar ortaklığıdır. Bu modelde katılımcılar riski karşılığı hesaplan prim tutarını Tekafül havuzuna yatırır. Operatör Şirket Tekafül havuzunda biriken fonların boşta beklememesi için faizsiz yatırımlara yönlendirip mali kar elde etmeye çalışır. Elde edilen kar’dan daha önce anlaşılmış oranda katılımcılar operatör şirkete performans payı verir. Aynı zamanda havuzun teknik giderlerini (reasürans, hasar vs.)  karşılar ve kar elde etmeye çalışır. Elde edilen kar katılımcılarla birlikte yine daha önce anlaşılmış oranda performans payı olarak operatör şirkete aktarılır. Eğer havuzda fon kalmaz ve giderler karşılanamayacak duruma gelirse Operatör Şirket faizsiz borç (Karz-ı Hasen) vererek sürecin devamlılığını sağlar. Havuz kar elde ettiğinde vermiş olduğu faizsiz borcu geri alır. Varsa kalan katılımcılara yatırdıkları prim oranında paylaşılır.

Wakalah Modeli

Vekâlet modeline ise sistem işleyişi ve matığı mudarebe modeli ile benzer fakat temel fark Operatör Şirket en başta anlaştığı oranda katılımcılardan bir vekil ücret almasıdır. Diğer sürecleri aynı şekilde yönetip Tekafül havuzunu zarar ettirmeden yönetmeye çalışır. Katılımcılar isterse motivasyon olması açısında yatırıma yönlendirilen fonlardan da petrformans payı belirleyerek operatör şirkete bir pay verebilir. Ülkemizde görülen Tekafül havuzlarında bu modelin kullanıldığı görülmektedir.

Bugün geldiğimiz noktada 2 tam Tekafül şirketi 9 pencere olmak üzere 11 Sigorta Şirketi Tekafül sistemi ile poliçe üretimi yapmakta ve sektörden alınan pay %2.23’e çıkmış bulunmaktadır. Katılım Bankacılığında olduğu gibi Katılım Sigortacılığı’da reel sektör dinamiklerini harekete geçirmede önemli bir unsur olduğu kabul edilirse bu oranın artması ülkemizdeki yüksek kur ve faiz baskısı sonucu oluşan enflasyonun düşürülmesine fayda sağlayacağı şüphe götürmeyen bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

2019 ilk 4 aylık TSB verilerini inceleyecek olursak sadece Tekafül sistemi ile çalışan 2 şirketin (Neova ve Katılım Emeklilik) toplam üretim payı %71 geri kalan Pencere Tekafül şirketlerinin toplam üretim payı %29 olarak gerçekleşmiştir. Katılım Sigortacılığı yönetmeliği gereği pencere usulü ile çalışmaya başlayan şirketler üretime başlama tarihlerini takiben 3. Yıl sonunda Tekafül Şirketine dönmeleri gerekmektedir. Bu şirketler Tekafül Şirketi oluşturmaya yetecek üretime ulaşamazlarsa Hazine’den en fazla 1+1 toplam da 2 yıl daha süre isteyebileceklerdir. Temenni ve isteğimiz odur ki pencere sistemi ile Katılım Sigortacılığı üretimine başlayan şirketler 3 yıl içinde hedeflenen üretimlere ulaşarak Şirketleşmesi ve Tekafül sisteminin büyümesine katkı sağlamalarıdır.

Bu tablodaki üretimin Bankasurans kanalı ile üretilmiş olması ve %75’ine yakını online sistemlerden üretilmiş poliçelerden oluştuğunu düşünürsek Katılım Sigortacılığı’nın büyümesinde ve digital sistemlerin kullanılmasında Katılım Bankaları bankasurans kanalı üstlendiği misyonun önemi ortaya çıkmaktadır. Müşterilerin şubelere uğramadan Mobil şube, internet şube ve kurumsal sitelerden kullandıkları kredi risklerine bağlı poliçeleri yine kendilerinin online satın alması ile Katılım Sigortacılığı ürünlerinin artık B&C satışının artmaya başladığını gözlemlemekteyiz. Krediye bağlı olmayan müşteri ihtiyaçlarını karşılayacak katılım sigortacılığı B2C ürün satışlarının da bu sene itibariyle ciddi artış sağlamaya başlayacağını ve Katılım Sigortacılığı’nın ulaşmak istediği noktaya katkı sağlayacağını düşünüyorum.

 

Serdar POLAT

Türkiye Finans Katılım Bankası

Bankasurans Yöneticisi

TÜM YAZILAR